Kurumsal hayatın götürdüklerinin farkında mısınız?

Enes İğneci
2 min readMar 9, 2019

--

Yine aykırı bir başlık attım ergen miyim neyim?!

Son birkaç yıldır profesyonel anlamda yazılım geliştiriciliği yapıyorum. Bunun bir kısmı butik denebilecek tarzda firmalarda, bir kısmı da kurumsal yapılarda geçti.

İnsanların bir çoğu(ki buna ben de zaman zaman dahil oldum), “düzgün bir firmada çalışayım, maaşımı gününde alıp borçlarımı zamanında ödeyebileyim, gerisi önemli değil” diyor. Günümüz koşullarıyla baktığınız zaman haksız bir yaklaşım değil.

Kendimden örnek vermem gerekirse, Türkiye’de sektörünün öncü kuruluşlarından(!) birinde, ilk iş deneyimimde, hem işim olmayan içerik girişi gibi bir yazılım geliştiricisi için angarya sayılabilecek işler yapmaya zorlandım (ki veritabanına erişim yetkisi verilmiş olsaydı bu 10 dakikalık bir işti.), hem de her ayın sekizi diye konuşulan maaş günü sadece bir iki ay sekizi oldu, çoğu aylarda ayın yirmisini geçiyordu. Bunun üzerine kredimi ödeyemediğimi, zorluk yaşadığımı yöneticime aktarıp, bir çözüm bulmasını istediğimde, “Git bankadan, kredili mevduat hesabı limitini kullan” gibi saçma bir yanıt aldım. Sonrasında istifa edip, maaşımı gününde alabileceğim, düzgün bir iş aramaya başladım.

Sonunda o istediğim ortamı ve işi, samimi çalışma arkadaşlarını ve şimdi düşündüğümde iyi sayılabilecek bir projeyi bulmuştum. Maaşım da gününde yatıyordu. Türkiye’nin önde gelen telekomunikasyon firmalarından biri için dışkaynak olarak çalışıyorduk. Fakat o da ne, bir yıl sonra proje bitti. Biz de haklarımızı alarak işten çıktık (Haklarımızı gerçekten aldık.).

Buradan sonra bir butik, bir de banka olmak üzere iki şirkette çalıştım. Bunlardan butik olanında “Çalışma biçimimiz birbirine uymuyor” diye, ne olduğunu hala anlamadığım, fakat çalışanların bir anda benimle beraber işten çıkarıldığını görünce rahatladığım(bende bir sorun yokmuş, öyle dediler.) bir deneyimdi. Banka olanda da çok memnundum, ekip de gerçekten güzeldi, işler de güzeldi. Fakat aşağıda bahsedeceğim firmadan aldığım bir miktar daha güzel bir maaş ve evime otuz kilometre daha yakın olması sebebiyle bir anlık gaflete düşüp istifa ettim. Bundan pişmanım evet.

Sonrasında dedim ki, “Ulen bari eve yakın kurumsal firma olsun, hem süreçler daha da doğru yönetiliyordur, daha rahat ederiz.”

“O işler öyle değil aga” dediler. Kurumsal olup, günü gününe maaş ödenmesinin dışında, ne doğru bir müşteri yönetimi vardı, ne de çalışanın kendine vakit ayırması gerektiğini bilen yöneticiler. Sonuç olarak ben yine istifamı verdim.

Bu son istifadan sonra dedim ki kendi kendime, bu hayatta insan gibi çalışan adama az çalışıyorsun diyorlar. Eşek olmanı istiyorlar ki semer vurup üstünden inmesinler.

Yok öyle şey, ben at olacağım at. Bold Pilot olacağım. Zamanında Bold Pilot podoğa girmeyince, hipodromdaki bütün insanlar onun için susup, ona saygı duyup, ihtiyaçlarını anlayıp ona yardım etmişler.

Biz yazılımcılar da bazen dinlenmeye, nadasa ihtiyaç duyarız. Bu anlaşılana kadar da ben aykırı olmaya razıyım.

Sürç-i lisan ettimse affola.

Sign up to discover human stories that deepen your understanding of the world.

Free

Distraction-free reading. No ads.

Organize your knowledge with lists and highlights.

Tell your story. Find your audience.

Membership

Read member-only stories

Support writers you read most

Earn money for your writing

Listen to audio narrations

Read offline with the Medium app

--

--

Enes İğneci
Enes İğneci

No responses yet

Write a response